$2.99

21 Kasım 2006 Salı

Lethe için Üç Yazıklama

Su Adağı

Tam da ömrümün güz kapısında
duydun sezimi, Lethe
ve dedin ki, "kutsaldır bir kadınla bir erkeği
buluşturan su, göğün görkemi orada
dedin; dağ orada, gizin gücü, gücün gizi"
öyle vurdun beni, Lethe, bilgisizliğimden
girdin mantık barınağına aklımın, söz bağına

iki kişinin yunduğu ırmaktır gizil susku
varır ya o haz dalgalı okyanusa, sonunda
harika ve şahika avuçlarına evrenin, Lethe
"bir kadınla bir erkeği buluşturan su sıcağı
kokularının karıştığı galaksi; yatak", dedin
ada
ölümün yadsındığı, hatta unutulduğu cennet

ama tatlar da kalır anı madeninde zamanın
ve dedin ki; "kutsaldır ezelden
"bir" olabilen "iki"
"bir" erkekle "bir" kadın, bir'de toplanır
orda kenetlenir, "tek" olur ya..."
en eski masal; nirvana uykusuna çıkış yolu
ten ve tin tütsüleri, Lethe
sudan gelen ezgi rüzgârında çoğalır ya, dedin

ve dedin ki; sırılsıklam harflerle varılır
sabahlara, kösnül rüyalardan çıkılınca
geçkin bir kızın utangaç heyecanıyla
yalnızlığına sığınan bir ağaç gibi, Lethe
heceler toz mu sim mi yağar habire
dirimin sonuna güya, ama son yoktur
hece uyruğunda son ıslak bir beyazlık
çılgın, asi, unutuş boşluğunda aka aka
öptün de geçti ateş sanrısı an'ın, Lethe

ve dedin ki; "suyumuzdan oldu olan..."

Pus Ayini

Işıkta yürüyen yüz, Lethe
yüzün
solmayalı üç bin yıl belki

(oysa hiç dağ güneşi uğramamış
atlası gölgeli bir dünya
yüzüm
karanlığa katlanıyor nicedir
gündüzüm
siyahta göçebe
bezgin, tek hece...)

seste yürüyen giz, Lethe
yüzün
mumyalanalı dört bin yıl belki

(oysa naçar, eşiğinde kaçıncı kışın
kayaları, çalıları yosun dünya
yüzüm
çıldırmış alev, tükenen patikalar
tenhalığa mayalanmış, kırış-kırık
yaralı labirent
sıratta ebe
yorgun taş...)

suda yürüyen iz, Lethe
yüzün
kurumayalı beş bin yıl belki

(oysa yönünü yitirmiş ayna, kötürüm
yansıtamaz içindekini
yüzüm
akacağı ırmak kuşkulu, müzmin yolcu
susku en duru koydur sözün varacağı
aklım kendine sobe
dingin pus
bekliyor unuttuğunu...)

derin dehlizde ağlıyor su, Lethe
gizli yeraltı ırmağında kalbimin
akarken an havzasına günler; dünler
yükseliyor anı okyanusunda kalbimin.

Durgun Ayna

Cismimden cismine geçeyim
kül sesimden gül sesine
amber esintine, çorak terimden
kalbimin ilk harfi ol, Lethe
hüznümden lal ufuk sevincine
kan harfi, ışık harfi, su harfi

ölümün bittiği yerdeyim say
cennetimin ilk meleği; Lethe
aşk bu kadar desinler, sürer
iki cihanda o çile adresi, son
nokta, zerre ereği yoktur öteye
masum dün içre mahşerdeyim
kalbimin kılavuzu ol, çöl yıldızı
- Mecnun'u Leyla'ya çıkaran-
büyülü yeşil ateş, bende ol, Lethe
görüntüm kof, sözüm kum artık
harflere küskün aynadır dünya

nefesimden nefesine geçeyim
yalın usumdan gürbüz usuna
berrak tinine buruk tinimden
ezgin biçimden yazgı biçimime
büyülü endişe ırmağı, bende ol
çatlasın ayna, taşsın siyah bent
yeraltının dip cevheri, Lethe
elmas hali ne, altın, zümrüt ne
geçmiş ağır her şeyden; işte
an suyudur içmiş bulunduğum
unutuş iksirin, ah, bu şiire yeter.

Hilmi Haşal.

Hiç yorum yok: