Tekrar selamlar herkese. Gundemimize soyle bir bakalim, etrafimda neler donuyor, bugünlerde kendime atmosfer olarak bu eski gezegenden hangi sedaları seçiyorum;
Oaxaca'yi hep beraber izliyoruz, bu olay günden güne çok değişik boyutlara doğru ilerlese de, yaşadığımız çağı daha serinkanlı değerlendirmek zorunda kalacağımızı bize bir kez daha hatırlatması açısından önemli. "Vendetta"'da High Chancellor Sutler, "Bize neden ihtiyaçları olduğunu hatırlamalarını sağlayın" diyordu, devlet aygıtları sanırım uluslararası toplumun ( belki ) asimetrik olarak yeniden inşa edilme ihtimali karşısında bu ve benzeri ihtimalleri değerlendirmeye almak zorunda kalabilir. Bana göre bu, mezarlarının daha derin kazılmasına yol açacak hamlelerden sadece biri olarak tarihe geçecektir. Yine "Vendetta"da geçtiği gibi; "Halk devletten değil, devlet halktan korkmalıdır." Bu olay, bana Indymedia hakkında daha fazla düşünebilme fırsatı da verdi. Herkesin haber gönderebilmesine açık bir oluşum, ülkemiz versiyonunda nasıl sanal bir küfürname halini alabiliyor da, diğer bürolarda bu durumla karşılaşmıyoruz ?
Salı günü ABD'de boşalan koltuklar için ara mahiyette bir seçim yapılacak , NYTimes'dan takip edebildiğim kadarıyla Demokratlar'ın ezici bir galibiyeti kimseyi pek şaşırtmayacak gibi. Göreve gelecek Demokrat adayların birçoğunun Temsilciler Meclisi üyelikleri başlar başlamaz Irak'tan çekilme için tasarı üretileceğini işaret etmeleri; böyle bir olaya pek ihtimal vermesem de dikkat çekici. Neticede görev başına gelindiğinde artık umursanan şey idealler ya da Şehit aileleri değil, devlet mekanizmasında kabul gördüğü haliyle ABD çıkarları olacaktır. Hem bu boku yiyen, hem de kepçesini yanında taşıyan bir devlet olarak Amerika, Bush yönetiminin reklam kampanyasının bir parçası olarak görülebilecek biçimde bir süratle bugün Saddam Huseyin'in idam cezasına çarpıldığını duyurdu mesela, bu da ilginç bir haber. Şer ekseni, jeostrateji, önleyici darbe gibi kavramları gözardı edecek olursanız; etrafa zarar vermekte olduğunuz için gecenin bir vakti bir grup haydutun evinizi basması, ailenizi öldürüp çocuklarınıza tecavüz etmesi, sizi de tavandaki avizeye asması; böyle bir adalet anlayışı bırakın Evangelistleri Eski Ahit'in tanrısını bile rahatsız ederdi herhalde.
17 Kasım Cuma günü MTV Türkiye Lansman partisi varmış , katılan gruplar ironik ve komik, Pussycat Dolls'un Headliner olduğu ( :) ) şenlikte Ogün Sanlısoy, 110, Athena, Hayko Cepkin, Sertap Erener, Teoman, Redd gibi Türk Büyükleri yer almakta. Bunlar içinde en dikkat çekici olansa Mor ve Ötesi'nin performansı olacak. Hayır, başta Harun Tekin olmak üzere bu arkadaşlar Şirket mirket tanımıyorlar ya, umarım MTV'den alacakları parayı da koyacak yer bulamayacaklardır. Harun kardeşime buradan saygılarımı hayret dolu gözlerle yolluyorum, neredeeen nereye değil mi, bir zamanlar çıkıp Siyaset Meydanı'nda anlamını bilmediğin kelimelerle cümleler kurmak , acaba "Benim küçük sevgilim" şeklinde şarkı söylemekten daha mı kolaydı?
TBL'den bu sene çok mutlu ve umutluyum, Fenerbahçe Ülker vak'asını bir kenara bırakırsak ( ki hala yenilebilir bir takım olduklarına - ve yüksek ihtimal şampiyon olacaklarına inanıyorum ) başa güreşebilecek takım sayısı gitgide artıyor. Belki bunda ligden Ülker'in çekilmiş olmasının ( Alpella'yı saymıyorum doğal olarak ) ve Efes'in geçen yılki performansından bile geride olmasının etkisi var, ama yine de Türk Telekom, Galatasaray, Beşiktaş, Banvit gibi takımları ciddiye alınması gereken mücadeleler gösterdikleri için takdir ediyorum. Türk Telekom bu hafta Efes'i çok güzel bir oyunla üst düzey basketbol oynayarak yendi, Jagla ve Dudley fazlasıyla dikkat çekici oyuncular. Muratcan'ı da atlamamalıyım, gerçekten takımının ona ihtiyaç duyacağı dakikalarda topu nasıl taşıyacağını biliyor. Bir tek Tutku'yu anlayamıyorum Telekom'da, hem ne yapmaya çalıştığını, hem de neden hala üst sıralara oynayan bir takımda yer aldığını. İlk sorumu kendisi, ikinci sorumu da Telekom yönetimi uzerlerine alınabilirler.
Geçen hafta da Beşiktaş'a yenilmiş olan Efes'te işlerin biraz daha karışacağına inaniyorum. Düşmekte olan performans sonrasında Oktay Mahmuti'nin yıllardır asla sorgulanmamış olan kırıcı otoritesi masaya yatırılır mı , bilinmez tabii. Haa, bir de Galatasaray'a 21 sayı fark atmış olan CASA Ted Kolejliler var, bu takımı bu yıl hic izlemedigimi için birşey söylemekten kaçınıyorum, ama Galatasaray önceki haftalardan beğenerek ( en azından oyun kurucuları oynamak için Aubrey Reese gibi okşanmak istemiyor ) izlediğim takımlardan biriydi.
Euroleague'de de bu hafta guzel geçecek , Efes Pilsen Perşembe akşamı Saat 20:15'te ( yanılmıyorsam tabii, yayıncı kuruluş SkyTurk'ten bu konuyla ilgili bilgi alabilmek zor ) bir alt sırada kendisini takip eden Le Mans'la oynayacak , 23 sayı ve 7.5 ribaund ortalamayla oynayan Eric Campbell efes uzunları karşısında neler yapacak göreceğiz. Euroleague'in en bahtsız, en bedevi, en istikbali rakı sofralarında tartışılası takımı Fenerbahçe ise Çarşamba akşamı aynı saatte Benetton'u kovalıyor olacak. bu sefer kötü talihlerini çevirerek Benetton'u yenmelerini bekliyorum. Lütfen.
5 Kasım 2006 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder