7 Ocak 2007 Pazar
Fly in the Starfucks!
Fly Inn diye bir mekan var Florya'da, "Burası zengin bir semt, böyle büyük bir alışveriş merkezi yaparsak buraların balını emebiliriz" düşüncesiyle alakasız bir şekilde havaalanı yolunun yanına inşa edilmiş heyula gibi bir bina.
Deri koltuk müptelası olduğum için değil, kıçımın dibinde Marcus Miller bass çalıyormuş gibi beni sürekli zıplatan bir ses sistemiyle film izlemek hoşuma gittiği için de değil; sadece izlemek istediğim filmi gösteren en yakın sinema olduğu için buradaki Cinebonus'a gittim.
Bayanların alışveriş keyfi nasıl bir süreçtir hepiniz biliyorsunuz; giriş, gelişme ve sonuç şeklinde üç bölümden oluşur. Buradaki sonsuz değişkenine sonsuzla sonsuz arasında bir sayı koyabilirsiniz. Mango adı verilen erkek mezarında baya bir oyalandıktan sonra, Burger King'den kahvelerimizi alıp, iki yudum aldıktan sonra sinemaya yöneldik. Kardeşime "Yaw yiyecek içecekle sinemadan içeri almıyor olmalılar, bunları bıraksak mı?" dedim, o da az önce kahveleriyle giren iki kadın gördüğünü söyledi. Sallana sallana girişe geldik.
Biletimizi otomata okutan çocuk, "Pardon ama," dedi, "Sadece Starbucks'tan alınan kahvelerle girebiliyorsunuz."
"Nasıl?" dedim.
"Starbucks'tan kahve alabilirseniz içeri sokabiliyoruz, onun dışındakileri alamıyoruz." dedi.
"Neden, diğer kahveler gıcık mı yapıyormuş?" dediğimde, kendimi çalışan arkadaşla kısır bir geyiğin içinde buldum. Neyse, gerisi önemsiz, sigara içmeden önce tercih ettikleri bir marka olup olmadığını sordum, Winston olursa iyi olacağını söyledi. Gülüştük, geçtik.
Şimdi nedir bu ?
Reklam, ya da bir çeşit promosyon mu yapıyorsunuz siz gençler ? Vay be, biz bunu neden daha önce düşünemedik, insanların o an yapmakta oldukları keyif verici eylemi - özellikle anlık bir eylem olduğuna dikkat çekiyorum - yasaklayarak, onları aynı eylemi başka bir şekilde tekrarlamaya teşvik etmek. Ben günün yorgunluğunu alsın diye içiyorum güzel kardeşim bu kahveyi, sinir stres sahibi olmak için değil. Sizin bana söylediğiniz ise, eğer kahve içmek istiyorsam bir zahmet iki kat aşağıya inip Starbucks'un boktan kahvesinden almak zorunda olduğum mu yani ?
Tamam herşey iyi güzel de, böyle bir uygulamanız varsa geniş düşünmeniz gerekli bana göre ;
Mesela hastaysak ve burnumuz akıyorsa, hangi peçeteleri kullanabiliyoruz ? O fil olduğu iddia edilen halkalara sahip peçetelerden mi kullanmalıyız, yoksa yirmi sene önce Kurban bayramında hediye edilen mendile sümkürebilir miyim?
Cep telefonları Sony olanlar film boyunca açık tutabilse mesela, Sony'nin satışlarına müspet bir etkisi olmaz mıydı bunun ? İsteyince ben de bulabiliyorum böyle fikirler değil mi ?
Eh, bu dünyada insanın başına ne gelirse arkadaştan geliyor; bana kalırsa buna da bir kriter getirilebilir. Yanımızda getireceğimiz arkadaşımız için ne zaman bir beden ölçüsü genelgesi yayınlayacaksınız ?
Filmi izlerken kıçım kaşınırsa, hangi elimle kaşıyabilirim ? Koltuğa sürtünerek geçmesini ummak serbest mi ?
Siz Faşist misiniz ulan ? İçmiyorum kahvenizi, inşallah hepinizin kıçı da sinemanızın o deri koltuklarında pişik olur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder