$2.99

20 Ocak 2007 Cumartesi

Fareler Ve İnsanlar



Sizler, konuşmaya başlamadan önce kimliğiyle ilgili sınırları Türk, Kürt, Ermeni, Müslüman, Yahudi şeklinde koyu çizgilerle çekenler; ağzınızdaki kanı tükürmeden konuşmaya çalışmayın, üzerimize sıçrattığınız pisliğiniz herşeyi özetliyor aslında. Tıpkı Hrant Dink'in ayakkabısının altındaki delik gibi.

Pis bir dünyada yaşıyoruz, tanrının unuttuğu büyük bir bok çukurundan ibaret bir dünyada. Cümleleri birleştirip anlamlar yüklemekle geçmiş dolu dolu maddiyatsız bir ömür, nasıl satın alındığı belirsiz bir çocuğun, bir hayvanın, ruhu emilmiş bir insan müsveddesinin elinde sona erebiliyor.

Biz bu yüzden kaybetmeye mahkumuz, karşımızdakinin ta gözlerinin içine bakıp da anlayamadığı sözler söylemeye devam ettiğimiz müddetçe, kabullenemediğimiz fikirlerin sahiplerine saygı göstermeye devam ettiğimiz sürece,

Kısa ve fani hayatlarımızı ışığın kaynağını aramaya harcayıp, duvarların arkasındaki yapışkan sıcaklığa sırtımızı dayama özlemi duymadığımız sürece böyle öldürüleceğiz. Düzecekler bizi, binlerce yıllık maneviyatın yüklü bilgeliğini omuzlarından atıp dişlerini nefretle birbirine kenetlemiş olanlar akıllarından sağduyuyu, gögüs boşluklarından vicdanı attıklarından beri dünyanın çamurlu yollarında bizden daha hızlı koşuyorlar.

Varoluşun kıçımıza soktuğu en büyük kazık bu olsa gerek, siz anlamın büyüsünün peşindeyken arkanıza geçiyorlar, leş nefesleri ensenize doğru içlerinde büyümekte olan nefreti üflüyor, elimizde kalan tek şeyle karşılarında dik durup söylediklerimizi vakur bir şekilde tekrarladıkça tokat üzerine tokat yiyoruz, biz tokat yedikçe onların yüzü kızarıyor olsa da.

Kainatın kanlı bir tükürük gibi gırtlağından söküp atabilmek için kendini kavurmaya başladığı insan denen götü yuvarlak yaratık, kafasını kaldırıp gökyüzünün muhteşem ahenginden ilham almak yerine yeri eşelemeye devam ediyor binlerce yıldır. Binlerce yıldır kazıyoruz tırnaklarımızla , avuçlarımıza dolan kardeş kanı kulaklarımıza, ağzımıza, ensemize sıvandıkça kendimizi mutlu sona daha yakın hissediyoruz. İllüzyon, yalan, rüya, hakikat, ne derseniz deyin; ufak bir kız çocuğunun acı içinde ağlıyor olmasındansa hiç varolmamasını dilediğim bu hayat, dünya üzerinde son yıllarımızı yaşarken gerçekliğini bağırsaklarımıza kadar hissettiriyor.



Duydum ki Hrant Dink ölmüş, öldürülmüş. Öldürmüşler Hrant Dink'i, kafasına iki kurşun sıkıp ruhunu bedeninden hoyratça çekip çıkartmışlar.

Politika konuşmaya ilk defa dilim varmıyor, siyasetin doğası gereği içine aldığı tüm varlıkları kirlettiği gibi ağzımdan düşürmediğim bir önermeyi bile mırıldanamıyorum. Geldiğimiz son nokta bu işte, ellerimizde çürümekte olan silahların pası, dudaklarımızda kan tadı var.

Hrant Dink ölmüş, buna rağmen biz hala yaşayabiliyoruz. "Bu insanları incittiğimden dolayı bir gün dahi ceza alırsam, buna rağmen burada yaşamak şerefsizliktir." demişti, peki biz ne yapıyoruz ?

Nasıl ayaktayız hala, nasıl tat almaya çalışabiliyoruz hayattan ?

Kemal Kerinçsiz, kim bilir hangi yetimin sırtından alınan o arabasının içinde pardesüsüyle nasıl "Hrant Dink de ne olursa olsun bir insandır.." şeklinde ishal bir götten bile çıkamayacak kadar kahverengi cümleler kurabiliyor ? Nasıl nefes alabiliyor bu şahıs , nasıl rahat uyuyor ? Müslümansa, bu günah değil mi tanrı nezdinde, kafatasçı olduğu için belki Gök Tengriye inanıyordur , onun gazabından da mı korkmuyor ?

Siz uyuyun ey insanlarımız dediğimiz saman yığını, dün bu topraklarda benim atalarımdan daha uzun geçmişi olan kardeşimi öldürdüler, siz uyuyun. Osurarak sağınızdan solunuza dönerken, kıçınızı kaşımak için ülkücü işaretinden bozma serçe parmaklarınızı kullanırken bir an için düşünmeyin. Aramaya devam edin vadedilmiş toprakları, bir gün gelip de artık yürüyemediğinizi, nefreti içinize çekmeden nefes alamadığınızı hissettiğinizde yine bizim yanımızda utangaç bakışlarınızı yere devirmeyecek misiniz?

Hepinizden tiksiniyorum, midemi bulandırıyorsunuz.

1 yorum:

gaykedi dedi ki...

"Gözlerin rengi, biçimi ne kadar farklı olursa olsun gözyaşlarının rengi aynıdır"....Afrika Atasözü

"Genetik bağlamında bilimsel olarak kanıtlanmış herhangi bir insan ırkı yoktur ama ırkçılık ve ırkçılar vardır. Saf bir Fransız, İngiliz, İtalyan, Alman, İspanyol, Bulgar, Rus, Yahudi ırkı olmadığı gibi 24 ayar bir Türk ırkı da yoktur. Ama bunların ırkçıları vardır!"...Özdemir İnce

Ermeni de olsak Türk' te, Yunan' da, zenci de, beyaz da "Gözyaşlarımız Aynı Renk".... insanlık olarak insan yiyen ırkçı yamyamlara bir kurban daha verdik...ne kadar üzüldügümü anlatmam zor..dün gozyaslarimi tutamadim ve bir Türk olarak ülkemin ırkçılarından bir kez daha utandim....Nur içinde yat sevgili Hrant....