$2.99

7 Mayıs 2007 Pazartesi

Bilinmeyen Yerden Notlar - Birinci Gün

Tekrar merhaba efendim; görüşmeyeli dünya vaktiyle kısa süre geçmiş olabilir ama; ben şu an size farklı bir yerden seslendiğim için , son yazımı okuduğunuz günden bugüne çoğunuzun sürünmeyi bırakıp dört ayak sahibi olacak kadar - bir kısmınız için bu iki olarak gerçekleşebilir, korkacak bir durum yok, bizim de başımıza geldi- evrimleştiğinizi tahmin ediyorum.

Nerede miyim ? Sizce biliyormuş gibi mi bakıyorum ? Bir şeyi bilme iddiasında olan insanlar böyle bön bön, son derece alık, kaşlarını çatarak; ve enerjilerinin çoğunu konuşmalarına ciddiyet katmaya harcayarak mı bakarlar ?

Şey, sanırım öyle; değil mi ? Kendi ironim taze bir hayvan pisliği gibi paçama bulaştı.

Bir saniye, bana doğru asabi adımlarla koşan bir tavuk görüyorum. Siz şu defteri alıp kurcalayın; ben lanet olası vazifelerimden birkaçını daha yerine getirip geliyorum.

.

Bilinmeyen Yerden Notlar - Birinci Gün:

Tanrı aşkına; yattığı yerde gözlerini açan bir insanın sonraki hareketi ne olur ? Kafasını kaldırır değil mi, ben de aynen öyle yaptım işte. Yatağımın yarım metre kadar üzerine asılmış kocaman oduna bu yüzden kafamı çarpmış olmalıyım, beni bu yatağa yatıranlar ya uyandıklarında kafalarını kaldırmıyor; ya da sahip oldukları şey bizim kafa diye bildiğimiz nosyondan oldukça farklı.

Asabi bir şekilde , kıpkırmızı bir alınla korkutucu olmaya çalışarak baktım etrafıma; bu tamamen altıma kaçıracak kadar korkuyor olmamdan kaynaklanıyordu. Daha önce hiç kükürt solumadığım halde kükürt soluduğuma emindin, sol kolum karıncalanıyor; sağ elimin serçe ve baş parmaklarını birbirine değdiremiyordum.

Tabii bunu başarmaya çalışmakla birkaç saat kaybetmesem; herşey çok daha farklı gelişebilirdi.

Bir kere, ben yattığım yerden kalkmış, ve bu kümes bozması odadan çıkmak için bir kapı aramaya başlamış olurdum. Böylelikle bir süre sonra ısırılarak çıkarılacağım şu küçük pencereden, kendi hür irademle çıkabilirdim. İnsan, sonunda kıçının ısırılacağını bildiği eylemlerde bile iradesini kullanmak istiyor.

Ayrıca, benim burada olmamdan son derece hoşnutsuz görünen ev sahibim; içeri girdiği esnada benim iki parmağımla çok da kibar olmadığı görülen bir dille iletişim çalışmamla karşılaşmazdı.

Ve tabi bunun sonucunda bana tamamen yabancı olan bu dünyada; ilk karşılaştığım şey "Kalk ulan yemek masamın üzerinden Pezevenk!" diye bağıran bir tavuk olmazdı.

Hayat tesadüflerle dolu.

Ps : Notlarımın arasına , ev sahibimin kursağına kaçan bir darıyı çıkartma çabasından faydalanarak çaktırmadan yürüttüğüm bir fotoğrafını koyuyorum; sanırım ya bir sirkte, ya da askeri hizmet esnasında çekilmiş. Ciddi olmaya çalışırken komik olan sadece bu iki müessese var bildiğim.



Hiç yorum yok: